Yapay Zekâ (AI) telekom sektöründe sahteciliği sona erdirecek mi?

Ali Durmus
2018-08-28 Ali Durmuş
Banner16

Fraud yani sahtecilik, ne yazık ki, pekçok sektörde de olduğu gibi telekomünikasyon sektöründe de halen yaygındır ve daha önce de bunun üstesinden gelme çabalarına karşı oldukça direnç göstermiştir.

TM Forum, sahteciliğin “en çok izlenen ağlarda bile sürekli olarak gerçekleştiğini ve operatörleri kendilerini koruma yöntemlerini sürekli geliştirmeye zorladığını” belirterek, dolandırıcılığın operatör marjları ve güvenliği için en önemli tehditlerden biri olduğunu belirtmektedir.

Yıllardır suçlular tarafından işlenen fraud türlerini oldukça iyi biliyoruz. Sizi özel tarifeli hizmet servisini aramaya sevk eden cep telefonu veya sabit hatlardaki cevapsız arama sahteciliği ya da “ücretsiz” zil sesi sunup ardından bilginiz olmadan sizi bir abone yapanlardan haberdarız.

Artık cep telefonları ve akıllı cihazlar e-postalara ve mobil bankacılık uygulamalarına erişim gibi kişisel bilgileri de kullandıklarından, durum daha da korkutucu hale geldi.

Bu sadece kullanıcılara bir maliyet olarak yansımakla kalmıyor, aynı zamanda fraud operatörler için de büyük bir mali yük oluşturuyor. Örneğin, Neural Teknolojileri tarafından 2016 yılında gerçekleştirilen Global Telekom Risk Yönetimi Global Anketi, operatörlerin tahsil edilemeyen gelir ve sahtecilikten kaynaklanan tahmini toplam 294 milyar dolarlık zararla karşı karşıya kaldığını tahmin ediyor. Haberleşme Dolandırıcılık Kontrol Derneği'nin (CFCA - Communications Fraud Control Association) 2017 anketi ise operatörlerin dolandırıcılık yüzünden 29 milyar dolar kaybettikleri tahmin etmektedir.

Asıl soru, yapay zekâ (AI) sadece sahteciliği azaltmaya yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda hileli faaliyetlerin - tamamen ortadan kalkmasa da - en azından ihmal edilebilir ve yönetilebilir bir hacme indirgenmesini sağlayacak mı? Elbette, tespit edilmesi, önlenmesi ve gelir güvencesi, AI ve makine öğrenmesi için başlıca kullanım alanları arasında düzenli olarak gösterilmektedir - ve böyle gösterilmesinin iyi bir nedeni vardır.

Telekom operatörleri ağlarında benzeri görülmemiş bir taleple karşı karşıya kalıyor ve artık ağlarında istenmeyen davranış türlerinin çoğalmasına engel olamıyorlar. Kurallara ve belirlenmiş sınırlamalara dayalı geleneksel sistemler de artık istenilen amaca hizmet etmemektedir. Çünkü telekom sahteciliği o kadar hızlı bir şekilde gelişiyor ki bu hıza eski yöntemler ile ayak uydurmak imkânsız hale geliyor. Bu durum, milyarlarca yeni nesnelerin ağa bağlanması ve operatör ağlarına büyük miktarlarda güvensiz verilerin girmesiyle daha da kötüleşecektir.

Makine öğrenmesi, sahtecilik ile mücadelede etkili olduğunu zaten ispatlamış durumdadır çünkü trafiğin özelliklerini belirlemek ve dolandırıcılık yaratabilecek anormallikleri tespit etmede büyük bir ölçekte uygulanmaktadır. Teknoloji, bu tür anormallikleri izlemek için algoritmalar geliştirmek ve eğitmek için kullanılır.

Pek çok kişi, operatörlerin sahteciliği daha hızlı tespit etmek ve karmaşık olabilecek gelecekteki riskleri tanımlamak için derinlemesine veri analizi ile bağlantılı geniş kapsamlı AI tekniklerini içeren teknolojilere sahip olması gerektiğine inanmaktadır.

AI güçlü bir otomasyon ve operasyonel verimliliği büyük ölçüde sağlayabilir ve milyonlarca müşteri veya ağ veri noktasının yönetimini yönetebilir ve düzenleyebilir.
Şüphesiz ki, telekom operatörleri, ağlarını ve ticaretlerini gelecekte korumak istiyorsa daha karmaşık tehditlerin seviyelerini azaltmak için yeni yöntemler sunmaktan başka seçenekleri yok. Dolandırıcılık planları sürekli olarak geliştikçe, dolandırıcılık faaliyetlerin tanımlanması için daha uyarlanabilir bir yaklaşım gerekmektedir ve AI böyle bir yaklaşım oluşturmak için gerekli araçları sağlar.

2018-08-28
Diğer Paylaşımlar